Kadına yönelik şiddet türleri arasında en yaygın ancak belki de adını koymakta en çok zorlandığımız tür psikolojik şiddet. Bunun sebebi ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı güç ve kontrol yoluyla uygulanan şiddeti ve neden olduğu duygusal istismarı ayırt etmenin her zaman kolay olmaması. Kadınların başta yakın partner ilişkisi olmak üzere, her tür ilişkide karşılarına çıkabilen ve rahatsızlık duymalarına, kendilerini sorgulamalarına ve güvensiz hissetmelerine yol açan bu şiddet türleri, son yıllarda hayatımıza girmeye başlayan kavramlarla karanlıktan aydınlığa çıkıyor ve psikolojik şiddetin adını koymaya yardımcı oluyor. Onları tekrar hatırlayalım:
– Mansplaining: Bir erkeğin bir kadına zaten bildiği bir konuda, daha fazla bilgi sahibi oldukları veya deneyimleri olduğu varsayımıyla genellikle küçümseyici bir tonda açıklama yapması anlamına geliyor. Bu tür açıklamalar, kadınların kendi deneyimlerine veya bilgilerine saygı göstermemekle ilişkili olarak cinsiyetçi güç dinamiklerini destekliyor. Terimin ortaya çıkışı ise Rebecca Solnit’in 2008 yılında yazdığı ve 2014 yılında “Men Explain Things to Me (Erkekler Bana Bir Şeyleri Açıklıyor)” adlı kitaba dönüşen makalesine atfedilir. Solnit bu terimi ortaya atmamış olsa da kitap bu kavramı kristalize etmeyi sağladı ve terim sosyal medya ve popüler kültürde hızla yayıldı.
– Gaslighting: Geçen yıl ABD’nin köklü sözlük yayıncısı Merriam Webster tarafından “Yılın Kelimesi” ilan edilen gaslighting, bireyi kendi hafıza, algı ve ruh sağlığını sorgulamaya iten bir çeşit kötücül manipülasyon yöntemi olarak yakın partner şiddeti biçimleri arasında yer alıyor. Uzmanlar, bir ilişki içinde kendinizi sürekli özür dilerken buluyorsanız, bunun sebebinin size gaslighting yoluyla yapılan psikolojik manipülasyon olabileceği konusunda uyarıyor. Edebiyat ve sinemada sıkça işlenen gaslighting teması, ismini 1938’de Patrick Hamilton’ın yazdığı, daha sonra beyazperde uyarlamasıyla popülerlik kazanan “Gaslight” adlı oyundan alıyor.
– Lovebombing-Ghosting: Diğer sosyal ilişkilerde de yaşanmakla birlikte çoğunlukla romantik ilişkilerde rastlanan bu iki kavram, özellikle erkeğin partnerini önce farklı yollarla övgü ve ilgi bombardımanına tutması (lovebombing) ancak daha sonra aniden ve beklenmedik şekilde tüm iletişimini keserek ortadan kaybolarak bir tür hayalete dönüşmesi (ghosting) sürecini tanımlıyor. Uzmanlar, bir yüceltme ve hemen ardından gelen değersizleştirmeye dayalı bu psikolojik şiddet türünün ardında, erkeğin tüm duygusal süreci istediği gibi yönlendirmesine dayalı cinsiyet eşitsizliği dinamiklerinin yattığı konusunda uyarıyor.